6 Şubat 2004 Cuma

BİLMİYORDUN Kİ - Düz Yazı


Evet ben yanına defalarca kez gelip, hiçbir şey söylemeden defalarca kez uzaklaşan, cesaretten yoksun, itiraftan yoksun, takibinde kışının soğuğundan, yazının sıcağından, baharının yağmurundan da yoksun, küçük, utangaç bir erkek çocuğuydum.

Şimdi böyle pat diye karşına dikilip, sana bunları söylememin tek sebebi var. Bil ki utangaçlık değildi bilerek bu kadar şeyden yoksun kalışımın sebebi. Biliyordum ki kapsama alanına girmemin yaratacağı depreme varlığımın temeli dayanmayacaktı! Biliyordum ki konuşursam, sen de konuşacaktın ve sen konuşursan içten içe yanan kalbimin kapıları açılacak, oksijen teması beni hektar, hektar yakacak ve itfaiye olay yerine geç kalacaktı!

Bilmiyordun ki sana bir avuç kum çıkartmak için daldığım denizden cesedim çıkacaktı...!

Aslında ben yine gözlerinin içine bakıp, bakıp, susup, susup gitmeyi tercih ediyordum. Hani susmak hep daha anlamlıdır ya! Uzun, uzun konuşacağıma şöyle manalı, manalı bakarım, sen de anlarsın diyordum ama sen o bakışlardan pek bir şey anlamıyormuşsun gibi geldi. Ve ben de o sebepten böyle... İşte artık ne anladıysan !

06.02.04 / Ankara
Ferit GÜNAYDIN.

Hiç yorum yok: