16 Şubat 2011 Çarşamba

ŞİİRLER 74 ("Kalbimin sesi","Aşkın","Bambaşka")




KALBİMİN SESİ

Teninden ter olup süzülsem
Uyduğum ses kalbimin sesi
Rengini kırmızı seçtim
Günahın en güzel elbisesi

Uçuruver hadi bir seferde
Tut ki ömrün son gecesi

Taç giyme töreni arzuların
Uzan şöyle rahatına bak
Radar yok yollar senin
Aklını geride bırak

Korkutmak seni gayesi
Ama asla başaramayacak

11.09.10 / Eskişehir
Ferit GÜNAYDIN.


AŞKIN

Eleme beni mevcut ihtimallerden
Nadir bir fırsat olabilirim kaderinde
Delireceğini sandığın an yalnızlıktan
Ellerimi bulabilirsin ellerinde

Rüya gibi uyanınca bitmem
Kolay kolay hiçbir yere gitmem

Işığa gel bir gece yarısı
Neyim varsa senindir yarısı
Ah nasıl da can yakar acısı
Aşkın …

----------------
Ferit GÜNAYDIN.


BAMBAŞKA

Ben yazarken bambaşka bir insan oluyormuşum
Konuşurken bambaşka
Öyle diyorlar
Doğrudur

Seni seviyorum yazabilirim sayfalarca şimdi
Hatta bu aşkla açan çiçeklerden gönlümde
Ne taçlar yapar asarım şiirlerin boynuna

Bacaklarını ne kadar beğenirim bilirsin
Ama bunu sana bir kere söyleyebildim
Laf arasında şakayla karışık
Utana sıkıla
Ne güzeldi oysa seyretmek yattığım yerden
Ben dişlerimi fırçalamaya bile üşenirken
Sen onları her gece kremlerdin
O iş hiç bitmesin
O bacaklar hiç örtülmesin isterdim
Arada kafanı kaldırıp bakardın
Susardım gülümserdim

Ben yazarken bambaşka bir insan oluyormuşum
Konuşurken bambaşka
Öyle diyorlar
Doğrudur

Geçen gün yanıma geldiğinde mesela
Yararak sokaklarını İstanbul’un
Kendimi birden kollarında bulduğumda
( Buna müsaitti derecesi dostluğun )
Okşarken saçlarımı yüzümü dudaklarımı
Söz açamadım kanatlanan kuşlardan
Ne söylediysem hep havadan sudan
Sen soru sorduğundaysa kızardı yüzüm
( Yalan söylemeye hazırlanan acemi bir çocuk yüzü )
Aşktı çünkü tek diyebileceğim
Yine sustum yine gülümsedim

Ben yazarken bambaşka bir insan oluyormuşum
Konuşurken bambaşka
Öyle diyorlar
Doğrudur

Bak yine neler geliyor aklıma
Aslında aklımdan hiç çıkmayanlardan
Elime bir kalem ver önüme bir kağıt koy
Benden delisi yok
Belli olmaz belki bir gün karartıp gözümü
Verebilirim bu kağıtları sana
Okuyup bir bakış atarsın
Bambaşka bir insan olduğumu söylersin
Yazarken bambaşka
Konuşurken bambaşka
Yine susarım yine gülümserim.

10.02.2010 / İstanbul
Ferit GÜNAYDIN.

Fotoğraf "Keyfizar.com"adresinden alıntıdır, telif hakkına tabi olabilir !

ŞİİRLER 73 ("Konuşma boşuna","Dönmeyeceğim","Ayrılalım")





KONUŞMA BOŞUNA

Aynada gördüğüm ben miyim
Yoksa hüzün mü miras bıraktığın
Bu kadar yalana değer miyim
Gözümden düşmemek için attığın

Kaybetmeden anlayamadın
Sen bu işi hiç kavrayamadın

Ah bu yaptığın bana yapılır mı
Aşkın harcına acı katılır mı
Konuşma boşuna bu saatten sonra
Senin bir lafına inanılır mı

Yaktığım ateşi söndürdün
İçimdeki çocuğu öldürdün
Kapadın kapıları teker teker
Mevsimimi kışa döndürdün

17.01.2011 / Samsun
Ferit GÜNAYDIN.


AYRILALIM

Sevgilim veda etmeye geldim
Bilirsin kolay vazgeçmezdim
Denedim her yolu denedim
Anladım değişmeyeceksin

Eledim bütün ihtimalleri
Sanma bu kararı çok kolay verdim

Bıktım ben bu aşktan
Yoruldum savaştan
Darılma sen bana
Ayrılalım yavaştan

Bıktım ben bu aşktan
Yaşanmıyor baştan
Sarılma sen bana
Ayrılalım yavaştan

25.12.2010 / Samsun
Ferit GÜNAYDIN.


DÖNMEYECEĞİM II

Dağa taşa vursan da
Çıra olup yansan da
Dualara dursan da
Dönmeyeceğim

Bu kadar da yapılmaz
Kırılır da parçalanmaz
Taze yara kaşınmaz
Dönmeyeceğim

İster pervane ol
İster divane ol
Kar etmez hiçbir bahane
Atmam ben bir daha
Atmam bir adım bile
Kapı dışarı ettiğin yüreğine

Görüşürüz dedim ama
Bekleme sen boşuna
Gitmese de hiç hoşuna
Dönmeyeceğim

19.11.2010 / Samsun
Ferit GÜNAYDIN.

Fotoğraf : Simge KOCA
(SİMGE KOCA PHOTOGRAPHY ON FACEBOOK)

ŞİİRLER 72 ("Umursamayalım","Devam","Ah","Düşünmeyecek")




UMURSAMAYALIM

Dağılan inci kolye gibi
Saçılsa ortalığa
Gizli saklı ne varsa
Bir kerede öğrenseler

Saklamasam seni
Deli gibi sevdiğimi
Saklamasan beni
Deli gibi sevdiğini

Duramazken saniye
Nasıl sessiz kalalım
Gel şu kuşları göğe
Teker teker uçuralım

Aman bu lanet yükten
Ne çektik çilesinden
Gürül gürül akan suyu
Biz nasıl durduralım

Haktan deriz haktan
Hayır gelmez yasaktan
Sorulara bakmadan
Cevapları sayalım

Umursamayalım
Umursamayalım

14.12.09 / Eskişehir
Ferit GÜNAYDIN.


DEVAM

İki ayrı odada
İki ayrı yatakta
Aynı çatı altında
Ağladık bütün gece

Yanlış anlaşılma var dedi
Aldatmadım hiç seni
Konuşmasan da yanımda yat
Tutayım ellerini

Söz geçmedi şeytana
Giremedim koynuna
Bir anda dahil oldum
Ayrılık oyununa

Gün doğar doğmaz dedim
Bu evden gideceğim
Bütün sözlerini de
Beynimden sileceğim

Kendim bile inanmadım
Oysa ki dediğime
Engel olur inşallah
Bir yol bulup gidişime

Derken sabah oldu
Gün ışığı belirdi
İki sıcak dudak
Yanağımda gezindi

Hiçbir şey olmamış gibi yine
Devam ettik kaldığımız yerden
Bahsetti uzun uzun
Beni ne çok sevdiğinden

29.09.09 / Ankara
Ferit GÜNAYDIN.


AH

Neydi o yaşadığımız
Gelemedi sonrası
Şaşırmıştım zaten
Tutarsızdı havası

İnanasım varmış yine de
Hazırdım ya sevdaya
Kaldım yine ezbere
Bildiğim elvedaya

Şaşırma gelince kapına
Bir yaralı yüreğin ahı
Tanrı’ya havale ettim
Yoldadır postacısı

20.12.09 / Ankara
Ferit GÜNAYDIN.


DÜŞÜNMEYECEK

Sarmış etrafını yeşiller
Gelmiş ona da yeşillenme vakti
Ölçülmez hızı damarlarındaki kanın
Akar gürül gürül sanki çağlayan gibi

Elindeki çiçek sönük kalmış yanında
Doğadan kopmuş da doğayı geçmiş
Kimine gıdım gıdım veren Tanrı
Kimine karşı ne kadar da cömertmiş

Açmış yakasını bağrını da
Dalında üzüm, gel de alma
Göğsümdeki kurşun yarası
Tam da onun yaşından kalma

Ne ara geçti ah o zamanlar
Yağmamışken henüz dağlarıma karlar
Gündelikmiş meğer bütün telaşlar
Yollarım kapanacakmış nereden bilirdim

Denizi düşünmek bile mutlu ederdi
Boğulmak değildi geçen aklımdan
Bulanmamıştı hiç sularımın rengi
Ve olmamıştım hiçbir arkadaşımdan

Şimdi durdurup desem ki
Kıymetini bil giden gelmeyecek
Çabucak büyümek hevesiyle ne dediğimi
Durup beş dakika bile düşünmeyecek

15.09.09 / Eskişehir
Ferit GÜNAYDIN.

Fotoğraf : Cenk Burhan ÖZER